21 Aralık 2010 Salı

DÜŞENİN DOSTU OLMAZMIŞ

                                                                              20 Aralık 9
                                                                       Noel’e  12 gün kala
                                                                  Ancelik’in evinin yakınları
Ancelik her zaman ki gibi çok mutluydu.Tertemiz güne başlamanın mutluluğunu her yere saçıyordu.Islık öttüre öttüre elini yüzünü yıkamaya gitti,ardından güzel kahvaltı masasına oturdu ağır ağır kahvaltının tadını çıkardı.İçinde hiç ders çalışma isteği yoktu aman daha günün bitmesine çok var çalışırım deyip televizyonun başına geçti,biraz uyudu,ıhlamurunu yudumladı,anneannesinin yaptığı kurabiyeden yedi.Ondan mutlusu yoktu.Zil çaldı,misafirler gelmişti.Onun için bu gerçekten çok kötü bir şeydi.O vıcık vıcık sevgi akımından uzaklaşmak için saçını alelade bir şekilde ördü,kırmızı rujunu sürdü en sevdiği onu giyince kendini heidi gibi hisettiği montunu giydi.Sokağa çıktı,öyle bir yürüyordu ki dünyanın en güzel kızı oydu sanki,ama bilmiyordu ki arkadan ördüğü saçı maymun gibi görünüyordu.Anceliği ağır çekime alsak gossip girle taş çıkarır yürüyüşü vardı.Yoldan geçen erkeklerin güzellğine baktıklarını sanıyordu (yazık).Onun  için her şeyin berbat olduğu an başlıyordu işte!İlk önce markete gitmesi gerekiyordu 5 adet defter alması gerekliydi.Büyük marketin kapısından içeri girecekti ki yağmurun ıslatmış olduğu yerler buna izin vermemişti.Tam düşüyordu ki ‘hebele hübeleee’gibi bir ses çıkarttı ancelik. ve dünyada eşi benzeri görülmeyen hareketler yaptı.Düşmemişti ama düşmüş kadar rezil  olmuştu.İnsanların ona gülmesinden çok korkardı.Ama bilmiyordu ki insanlar onun maymun gibi hareketlerine çok güzlmüştü ve “düşse daha iyiydi lan bu ne?”demişti.
Ancelik istifini bozmadan defterlerin olduğu bölüme gitmişti.Bir kitap aldı,arkasına bir döndü ‘hooop’bütün defterler yerde.İçinden tamam sakin desede sakin değildi ancelik.Kitapları toplarken bir makas çarptı gözüne ve eski anılara daldı birden,o an resmen ağır çekimdeydi.
1.İTİRAF:Evet itiraf ediyorum.Yıl 2001 Amasya. ablamın saçları benden uzun diye onu çok kıskanıyordum.Birgün rüyamda ablamı gördüm bir ışık eşliğinde bana”gelll ahahaha,gelll..bu yol doğru yol gelll!”dedi.Bende aldım elime makası gittim ablamın yanına gizli gizli,elime ne geliyorsa kestim,sabah çıldırdı,Hastaneye kaldırdık.Evet yaptım tım tım
Ağır çekim bitmişti,ancelik yavaş yavaş kalktı ve defterleri yerine kaldırdı.5 defteri aldıktan sonra,annesinin al dediklerini almak için bir üst kata çıktı.Şekerlere doğru yürüdü,şekerleri tam alacaktıki oda yere düştü onu almak için yere çömeldi.Ağır çekim tekrar devreye girdi ve anılara daldı ancelik.
2.İTİRAF:Yıl 2000 Amasya.Anneanneme şekeri,doktorun birisi yasaklamıştı.Artık çayları şekersiz içiyordu,ben ozamanlar küçüktüm.Bir kere denedim şekersiz çayı geri püskürttüm hemen.Anneanneme bu işkenceyi çektiremezdim.Bende çayına gizli gizli şeker koyuyordum.hep sorardı (yazık)”yavrum bu böyle şekerli gibi,töbe töbe?”bende “bilmem ki ölemi ya bunlar GDO lu ondan ondan…”tamam tamam itirafın içine bir itiraf daha sıkıştırıyorum GDO lu demiyordum.sonra anneanneme bir şeyler oluyordu fenalaşıyordu.Cık cık cık.
Ancelik apartopar şekeride koydu yerine,ama görevlilerin yüzü atmıştı artık.Marketin bilmem ne müdürü geldi.ancelik o an başladı “lilililili ambulans ambulans.”neyseki adam iyi çıktı da bir şey demedi.O an çok mutlu oldu ve o mutlulukla adama “abi abi!size baba diyebilir miyim yim yim”dedi(dermişim)
Neyse sonunda eve geldi.Anneannesi aşure edivermiş,onu komşulara dağıt dedi.Ancelikte üst komşudan başladı dağıta dağıta  aşağı inerken’pıt pıt pıt’indi yere o an da üst komşunun oğlu eve geliyormuş.Nasıl rezil oldu“yardıma ihtiyacın var mı?”dedi.Ancelik yok deyip kaçtı.
3.İTİRAF:yıl 2007 öğretmenler günü.Ödül almak için sahneye çıkıyordum merdivenden kabloya bir takıldım.”PIT PIT PIT”yere.Baktım babam gülüyor babamın yanına doğru gözüm kaydı babasının kucağına oturmuş bir velet,burnunu karıştıra karıştıra gülüyor bana, birde karıştırdığı burnundan çıkanları”hooopp”mideye.ıyk bir midem bulandı.Çıkışta çocuğa çelme taktım çocuk ‘pıtt pıt pıt’yere.Evet yaptım.Suç muydu ha?yaptım işte..şimdi bana ne yapacaksanız yapın!
böylelikle geçmişilede yüzleşmiş oldum.”Ahahaha yaşasın iylik!”
NOT:Yazmış olduğum yazı pazar günü yaşanmış bir olaydır.Bazı yazılarımı canım sıkıldığında yazıyorum önceden,sonra yayınlıyorum.Sınav yaklaşıyor ders hızını dahada artırmam lazım.Şuan dereceye girebliyorum ama daha iyilerini yapmam gerek.Müsadenizle ders çalışmaya gidiyorum.Neşeniz bol olsun....

19 Aralık 2010 Pazar

Merhaba çirkin kız,orada havalar nasıl?

Heyt beh!
Merhaba benim cici blogum,sana blog blog sevgi getirdim...
Tamam itiraf ediyorum geniş aileyi izledim,of birden dilime dolanı veriyor işte bende anlamıyorum.Yazıların bitmiş olması nedeniyleki sevincim çok geçmeden son buldu babamla kavga ettik bu seferde,sana herşeyi anlatmayı çok istiyorum ama engeller var işte...biran önce bloga en uygun ismi bulup kurtulmak istiyorum şu işgenceden.Şimdi size bir hikaye gibi gerçek bir masal yazmak istiyorum.Bu hikaye de sizin çok iyi tanıdığınız iki kişi baş rolü paylaşıyor.Bu ipuçlarını kafanızda birleştirin ama bazı şeyleri çaktırmayın.

Zamanın birinde çok güzel bir kız varmış,okadar güzelmiş ki bakan birdaha bakıyormuş.Bu kız büsbüyük bir sınava hazırlanıyormuş,bunun yanında da sorunları varmış.Masada inek,sokakta hanım kız,diğer zamanlardada kendine özgü bir güzelliğe bürünüyormuş.Rüyasında hep periler görüyormuş "bir gün mutlu olucaksın hissediyorum"diyorlarmış periler bu güzel kıza..Sonra aksakallı bir adam beyaz bir ışıkla beliri veriyormuş "gel bana gel bana..."diyormuş.Kız çok akıllıymış ve olağan üstü güçleri varmış bu yüzden kızı peri okuluna almışlar erkek kız karışık eğtim veriliyormuş bu okulda..Bizm güzel kızımız orda birisine vurulmuş Allahın hikmeti çocuğun adı 'f'ile başlıyormuş,bak sen.Bu kız F yi i.ten içe severken,bir gün tuvaleti gelmiş ve girmiş tuvalete.Arkasından bir kaç kız girivermiş,kızlar dedikodu yaparken bizim kız da onların konuşmalarına kulak misafiri olmuş.Bir üçken kafa peri diyormuş ki:"biliyor musun? F nin çıktığı birisi varmış,dün çıkmaya başlamışlar" diğer maymun görünümlü peri de ilginç sesler çıkartarak :"aboo,vaheyyy,wuuu,yaheeyahee"şaşkınlığını belli etmiş.Bunu duyan kzımızın bütün hayalleri yıkılmışartık perilik sınavına girsede bir anlamı yokmuş.Peri okulun bir üst kısmınada o zamanlar itopya diyorlarmış,itopyaya sınavına girmesi gerekkiyormuş. bizim kızda buna harıl harıl hazırlanıyormuş ve F ile gitmeyi hayal ediyormuş.Artık tek bir amacı varmış,F nin çıktığı o  kızı bulmalıymış...
Bir atasözü söyleyeyim size "anlayana sivri sinek saz,anlamayana davul zurna az"siz anlayanlardansınız bunu biliyorum.Of burada havalar çok kötü...