27 Nisan 2011 Çarşamba

Daldan Dala.Hoş geldin Bahar!Seni Bekliyoruz Yaz.

Küçük şeylerden mutlu olmak becerdiğim pek az şeylerden birisi de budur benim.Birinin beni uçurmasına pahalı hediyeler vermesine her zaman iltifat etmesine gerek yok ki. Mutlu olmam için küçük bir tebessüm yeter bana.Aslında yazacağım şeylerin bununla bir ilgisi yok ama söylemek istedim sadece.

Okuldayken,yatarken,gezerken,hayal kurmadan önce "bloguma şunu yazsam sonra şunu da yazarım ayy evet evet bu da vardı.ay bak bunu unutmuştum!"gibi şeyler düşünüyorum ve tabiki aslında hayatımda ne kadar çok olay olduğunu fark ediyorum.Gelgelelim "bunu yazıya dök ancelik,hadi bakalım kolay gelsinn"dediğinde iç sesim, dilim tutluyor ah pardon parmaklarım tutuluyor.Yazamıyorum yazma güçlüğü çekiyorum adeta.Geçen hoca bir komposizyon yazmamızı söyledi herkes bitirdi ben sonunu bile toparlayamadım hocaya okuduğumda üzerinden 1 hafta geçmişti.Beğendi ama onun dediği an yazamadığım için  endişelendim.Bana kalem kağıt verilse binlerce sayfa yazı yazabilirdim önceleri şimdiyse tutuluyorum.Hele önceleri baharın gelmesiyle yazılarıma da baharın kokusu sinerdi, rahatlatırdı okuyanları.Hocam kendimi geliştirmem için her gün bir şeyler karalamam gerektiğini söyledi.Karalıyorum ama saçmalıyorum sadece.
Eniştem bir yazımı dergiye göndermiş dergi çok olumlu yanıtlarla geri dönmüş enişteme devamlı yazabileceğimi söylemişler.İlk önce derginin sahibi eniştemin arkadaşı olduğundan beni kırmamak için böyle bir şey söylediğini düşündüm sonradan ısrar ettiklerini ve gerçekten istediklerini görünce heyecanlandım.Her gün yazılar yazıyordum ve şiirler.Kendimi geliştirip bir yerlere gelmem için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüştüm.Sonrasında körelmiş gibi hissettim kendimi, yazılarımda hep kendimi tekrar ettiğimi fark ettim.Büyük bir umutsuzluğa düşmemek imkansızdı.Bu işi beceremediğimi gördüm yazılarımdan tiksindim adeta.Ve hepsini yırtıp pencereden aşağı fırlattım.Sonra çok pişman olsamda gitmişlerdi bir kere.O günden beri elime kalem kağıt almadım.Test kitaplarına bile bir şeyler karalamadım.Ta ki hocanın verdiği ödeve kadar.Hele öğretmenler odasında konuşulmak beni son derece mutlu etti ve kendime bu konuda biraz daha güvenmeye başladım.Eski bir öğretmenime feysten mesaj olarak bazı yazılarımı onun yoğun isteğiyle gönderiyorum ve verdiği tepkiler muhteşem oluyor.

Birkaç gün öncesine kadar artık blog bile yazmamayı düşündüm.Boş yere bu güzel sayfayı kirletemezdim kimsenin vaktini yazdığım salak yazılarla çalamazdım.Sonra bira düşündüm aileme baktım öğretmenlerime çevreme...hepsi benden gerçekten bir şeyler bekliyorlar ve bu duyguları içten.Bende kararımı değiştirdim.Saçmada olsa yazacağım,rahatlamak için yine yazacağım.

Malumunuz bahar,kuşlar, böcekler cıvıl cıvıl her yer her şey.Sadece sinir bozucu olan ne biliyor musunuz?Okula gittiğim yolun tam ortasında ölmüş bir kurbağa var ve kimse buna aldırış etmiyor ben korkmasam alıp kenara koyacağım ama tırıtırım tırsıyorum.Gözümü kapatıp geçiyorum o yoldan.
Yine daldan dala atladım sanırım.Ben baharı anlatacaktım sizlere aslında.
Kış tortularını bıraktı geride şeffaf bir ahenk var etrafta ve ben bunu çok seviyorum.Giysiler yavaş yavaş değişiyor bir mevsimden çıkıp başkasına girmenin tadı,değişen giysilerde olmalı,kabuğunu terk etmiş bir sürüngen gibi,yeni bir yaşama geçmekte...Giysiler ise uzun bekleyişlerin ardından kokusunu unuttuğu bedenleri sarar hasretle...
etraftaki insanlar daha pozitifler daha içtenlikle gülümsüyorlar karşılarındaki kişilere ve gelen yaza hazırsız yakalanmamak için çalışıyorlar var güçleriyle.
Yağmur ise unutulmuş bir tanıdık gibi çıkageliyor habersiz,yokluyor bizi...İnsan gün ışığı,deniz,gece,yıldılar;çalı çırpı,böğürtlen,uzayıp giden zeytinliklerin her şeyin tadını tekrar hatırlıyor.Güneşin o güzelliğini bile.Ahh güzel yaz keşifler ırmağı uzayıp giden...Mavi ve yeşilin muhteşem uyumu yine büyüler bizi.Yüklenir ağaçlar yine o güzel meyvelerini.Bence yazın dili meyvedir.Rengarenk çeşit çeşit ve güzel kokulu.
Hayvanları otlatmaya giden çobanın daralıp gölgelik araması ve bir ağacın dibine uzanıp masmavi göğe bakması,Şehirdeki gençlerin alışverişten ve sıcaktan daraldığı an serin bir yelere kurulup dondurma yalamaları,Yaşlı dedelerin ninelerin başıma güneş geçer tansiyonum yükselir diye dışarı çıkamayıp öyle gelen geçeni izlemeleri,annelerin oyun oynarken sırılsıklam olan çocuklarına soğuk su içmemeleri için verdikleri mücadele...hepsi yazın habercisi,tadı,soluğu...Havada toz zerrecikleri,küme küme sinekler arayış içinde,kulaklarında çınlayan derin sessizlik.Kuşların muhteşem melodili sesiyle dinlenirsin başka yerlere dalıp gidersin önüne bir kozalak takılır ürpersin ne kadarda özlemişsindir ürkmeyi!Yoluna devam edersin muhteşem çiçek kokularıyla zaman yolculuğunda hissedersin kendini,senin için her kokunun ayrı bir anısı vardır.Oralardan çıkar kurtulursun eline bir kelebek konar,sahipsiz...Ürkütmemek için kıpırdamazsın,acırsın ona!bu güzelliğin 1 günlük ömrü olduğuna...Karnın acıkır koparıp yemek istersin bir meyveden ama gönlün el vermez kıyamazsın ki onlara...Eve kadar dayanırsın.
Bence yaz böyle bir şeydir.Ah güzel baharda bunların habercisi...

Benden size bir de şarkı hediye olsun;

10 yorum:

Mia Wallace dedi ki...

canım benim ne yaşarsan yaşa blog yazmamayı düşünme.. oldu mu :)

Ayrıca şarkı çok güzel hediyeni zevkle dinliyorum :)

otomatik portakal dedi ki...

küçük şeylere mutlu olabilen insanlara bayılıyorum :)

ayrıca çok duyarlı birisin sen.. kendinle gurur duymalısın :)

AnceLik dedi ki...

miaa:)bir daha öle saçma şeyler düşünmeyeceğime söz veriyorum:)

memento mori:ehehe o zaman çok mutlu oldum.çok çok teşekkür ederim canım:)

hayalci dedi ki...

Blog yazmamak da neyin nesiymiş,sakın sakın :)
Yazınıda çok sevdim :)

lazanya dedi ki...

bana da mutlu olmak için 1-2 şey söylesen keşke, başarabilir miyim acaba?

düşündüm mutlu olduğum şeyleri yazayım diye ama aklıma gelmedi hiç bir tane :(

AnceLik dedi ki...

hayalci: :) çok teşekkür ederim canım bnm.

lazanya:Mesela bu gün hayatta olduğun için mutlu olabilirsin,mis gibi havayı içine çektiğin için,sağlıklı olduğun için...bunların hepsi küçük şeyler olsalarda yokluklarında çok büyük acılar meydaana getiirebilirler.

Ah lazii kendine çok haksılık ediyorsun bence:S bunu yapma.

cem tüzin dedi ki...

oha.

yazı çok güzel anlatmışsın.varya şu en üst yakındığın konular sıktı artık bir yazamıyorum tutturdun!bal gbide yazıyorsun işte sana öyle geliyor bir daha bu konulardan yakınma anlaşıldı mı?

AnceLik dedi ki...

ehehe.çok teşekkür ederim.

tamam bir daha söz bunlardan dert yanmıycim.

SindireLLa dedi ki...

Yazın yiine çok güzel. Senin yerinde olsam asla yazmayı bırakmazdım... Hocanın dediği şeyi burada uygula bence. Kendi kendine yazdığın şeyleri değerlendiren insanlarda olduğu için. O aşama hızlanacaktır...

AnceLik dedi ki...

bırakmayı düşünmüorum artık zaten.bunu sende yapma ama.